BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “Üretim anlamında üreticilerimizin ve sanayicilerimizin vergi yükü hafifletilmelidir. Üretirsiniz, satarsınız, kazanırsınız sonra kazancınızdan verginizi alırsınız. Ama üretime başlamadan önce bir vergi yükü ile karşılaşırsak o zaman üretim “İstediğimiz gibi olmuyor” dedi.
Bursa’ya gelen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, kahvaltıda gazetecilerle bir araya geldi. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Destici, Türkiye ekonomisinde yeni bir dönemin başladığını belirterek, “Seçimlerden önce yatırıma, istihdama, üretime ve ihracata dayalı bir ekonomi modeli vardı. Biz bu yatırımın, istihdamın, istihdamın olacağını düşünmüyoruz. üretim ve ihracattan vazgeçildi.Ancak şu anda aldığımız şikayetler.Özellikle üreticilerimiz,sanayicilerimiz ve iş kurmak isteyen kesimlerimiz finansmana erişimde çok zorluk çekiyoruz.Bunu çözebileceklerini söylüyorlar. sorun bir ölçüde devlet bankalarından ama özel bankalarda finansmana ulaşmaları bu günlerde neredeyse imkansız hale geldi.Bursa’da bir sanayi kentiyiz, üretim merkeziyiz.Üreticilerimizi destekleyerek ekonomideki sorunlarımızı çözebiliriz, sanayici ve artan üretim istihdam ve ihracat Üreticiler desteklenmeli Fabrika için yer gerekiyorsa yer tahsis edilmeli personel ihtiyacı varsa temin edilmeli veya maddi olarak desteklenmelidir. Bunun için özellikle tüm üreticilerimizin Özel Tüketim Vergisi’nden (ÖTV) muaf tutulmasını istiyoruz. Başta çiftçimiz, sanayicimiz ve diğer üreticiler olmak üzere kim üretiyorsa ÖTV’den muaf tutulmalı” dedi.
‘ÜRETİMDEN VERGİ ALIRSAK ÜRETİM İSTEDİĞİMİZ GİBİ GERÇEKLEŞMEZ’ Geçmişte de benzer uygulamaların yapıldığına dikkat çeken Destici, “Bazı branşlarda KDV indirimi yapılması gerektiğini hatırlatmak isterim. Üretim boyutunda üreticimizin ve sanayicimizin vergi yükü hafifletilmelidir.Üret, sat, kazan ve sonra kârdan vergisini al. istediğimiz gibi gerçekleşmeyecek. Ekonomimizin 2 temel sorunu var. Bunlar cari açık ve bütçe açığıdır. Cari açık dış ticaretten, dış ticarette ihracat ve ithalat oranımızdan kaynaklanıyor. Şu anda dünyada özellikle pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşından sonra çok yüksek elektrik fiyatları nedeniyle cari açığımız istikrarsız hale geldi. Eskiden elektriğe 40-50 milyar dolar ödüyorken şu anda ödüyoruz. sadece güç için 100 milyar dolardan fazla. Ekonomide farklı gelirler elde ederek başka güç alanlarına yönelmek gerektiğini vurgulayan Destici, Karadeniz gazının, Gabar’daki petrolün ve nükleer santralden elde edilecek enerjinin devreye girmesiyle Türkiye’nin rahatlayacağını söyledi. bu konuda. İsveç, Avusturya, Danimarka ve diğer ülkelerde Kur’an-ı Kerim’e yönelik çirkin saldırıların olduğunu ve bu durumun kendilerini rahatsız ettiğini belirtti. En son örneğin Danimarka’da olduğunu belirten Destici, şunları söyledi:
“Bunları kınıyoruz, kınıyoruz. O ülkelerin yöneticilerine tavsiyemiz izin vermesinler. Daha önce bu eylemleri gerçekleştiren Danimarka, İsveç, Norveç ve Avusturya’dakilerle ilgili o ülkelerin hükümetleri diyor ki: kendi yasalarının buna izin verdiğini ve özgür olduklarını, ancak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Delegasyonu tarafından kabul edilen, bunların özgürlük kapsamında değerlendirilemeyeceğine, saygısızlığın kabul edilemeyeceğine ve ülkelerin izin vermeyin, oylandı ve kabul edildi.Sonrasında bu ülkelerin kendi yasalarında gerekli düzenlemeleri yapmaları gerektiğini düşünüyorum.İsveç olsun,Danimarka,Avusturya olsun, izin veren tüm ülke yöneticilerini kındığımızı ve kendilerinin de bu ülkeleri sorumlu tuttuklarını ifade ederiz. bu yakışıksız davranışlara bir an önce son vermeli.Son bir açıklama var.Bu eylemlerin kendi ülkelerini bölmeye yönelik olduğunu söylüyor.’Tespit güzel ama neden gereğini yapmıyorsunuz?’ Cevabımız yok.Bir yandan İsveç NATO’ya girmeye çalışıyor.Bunun için Türkiye’nin izin alması gerekiyor.Son NATO zirvesinden sonra Sayın Cumhurbaşkanı İsveç’in NATO’ya girmesiyle ilgili öneriyi Türk’e göndereceğini söyledi. Ekimde TBMM.. Biliyorsunuz ki Sayın Cumhurbaşkanımız önergeyi TBMM’ye gönderince iş bitmez, Mecliste oylanacak.Bu kararın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçmemesi gerektiğini bir kez daha belirtmek isterim. İsveç izin verdiği sürece Büyük Millet Meclisi.”
